Dünyada, hem '15 Temmuz' gibi bir hainliği bertaraf edecek, hem
de mega projeleri başarıyla tamamlayabilecek, Türkiye gibi kaç ülke
biliyorsunuz? Türkiye'nin azmi, 'istiklal' mücadelesine yönelik
kararlılığı, ülkenin bekasını kendi problemlerinin önüne koymayı
şiar edinmiş bir halk ve reel sektörle yürüyor.
Misal mi; TCMB'nin Reel Kesim Güven Endeksi ve İktisadi Yönelim
Anketi'ne göre, reel sektörün yüzde 75.4'ünün firmasında çalışan
istihdamı aynı düzeyde korumaya kararlı olması. Reel sektörün yüzde
16.1'i ise, gelecek 3 ayda istihdamımı artırabilirim, diyor.
Sadece, yüzde 8.5'i azalabilir, diyor. 2017'nin bütününde, en az
yüzde 4 büyüme, işsizliğin artmasını engellemek, ekonomik
aktiviteyi canlı tutmak, hem kamunun, hem de özel sektörün
öncelikli hedefi. Firmaların, şirketlerin istihdamını koruma
kararlılığı kritik önemde.
Döviz operasyonlarına, Türkiye Ekonomisi'ne yönelik algı
manipülasyonlarına rağmen, firmaların yüzde 76.1'i bir ay öncesine
göre sektörlerindeki genel gidişatın ya iyi ya da aynı düzeyde
olduğunu düşünüyor. Reel sektörün yüzde 79.5'i gelecek 3 ayda
üretiminin ya artacağını ya aynı kalacağını öngörürken, yüzde
77.3'ü yurtiçi siparişlerin, yüzde 83.1'i ise ihracat
siparişlerinin ya artacağını ya da aynı düzeyde kalacağını
belirtmiş. 2017'de en az yüzde 4 büyüme hedefi için net ihracatın
büyümeye katkısı sağlanmalı ve bu nedenle yeni bir ihracat
seferberliği son derece anlamlı. Eylül-aralık döneminde, gelecek 12
ayda reel sektörde yatırımların artacağını bekleyen firma oranı
yüzde 19 ile 21 arası değişmiş.
Yatırımların artacağı ve aynı düzeyde devam edeceğini bekleyen
firma oranı yüzde 78.7. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'seferberlik'
çağrısına bir karşılık var reel sektörde.
Kamu ödenekleri kritik önemde