Son 1 ay içinde, 3.5 TL'nin üzerinden 4 TL'ye doğru sert bir
yükseliş gösteren dolar kurundaki aşırı dalgalanmayı önlemeyi ve
döviz kurlarına istikrar getirmeyi hedefleyen Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası, 10 Ocak'tan bu yana attığı proaktif adımlarla,
piyasadaki TL miktarını sınırlayacak tedbirlerle, TL'nin reel
değerini artıracak, piyasanın alışmadığı, çalışmadığı yerden gelen
araçları devreye aldı. TCMB açıkça şu mesajı verdi: 'Benim,
ticareti, piyasayı desteklemek amacıyla uygun koşullarda verdiğim
Türk Lirası, reel sektöre gideceğine döviz almakta kullanılıyor
ise, döviz cinsi yatırım araçlarına gidiyor ise, ben o TL'yi
kısarım.' TCMB'nin bu adımı sonrası, 3.73 ile 3.78 TL arasında
denge yakalamaya çalışan bir dolar kuru ile karşı karşıyayız ve
finans piyasaları dünkü TCMB Para Politikası Kurulu'na da, TCMB'nin
atabileceği yeni bir adımın ne olabileceği yönünde, merakla
beklediler.
Ekim ayında, uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody's'in hayli
tartışmalı not indiriminden bu yana, uluslararası finans kurumları
ile Türkiye'deki kimi finans sektörü profesyoneli ve ekonomist,
ısrarla TCMB'nin hayli dramatik bir para politikası faiz artışı
gerçekleştirmesini savunuyorlar. TCMB ise, temelde, Türkiye'nin
2017 yılı büyüme hedeflerini de gözeterek, piyasa canlılığı, üretim
ve yatırımı, dolayısı ile büyümeyi olumsuz yönde etkileyecek
radikal bir faiz artışı kararından haklı olarak uzak durdu.