Bu da, şu tehlikeyi beraberinde getiriyor;
Trump Yönetimi, Çin'e ve AB'ye karşı mutlaka istediği sonucu elde
etmek için, masada elini ne kadar daha sertleştirebilir?
Uluslararası kurumlar ve son 40 yıllık süreci analiz etmiş
akademisyenler, ticaret savaşları'nda ilk kez dünya ekonomisine ve
küresel ticarete ciddi zarar verebilecek düzeyde 'kırmızı çizgi'ye
dayanıldığına işaret ediyorlar.
ABD ile Çin arasında 'ticaret savaşı'nı da daha da karmaşık hale
getiren konu, müzakerenin sadece iki ülke arasında Çin lehine olan
ticaret dengesizliğini gidermeyle sınırlı olmamasından
kaynaklanıyor. Müzakerenin kritik önemdeki bir noktası, Çin'in para
birimi olan yuanı serbest dalgalanmaya bırakmasına; yani, değer
kazanmasına izin vermesine, bir diğer başlık olarak da Çin'in ABD
devlet tahvillerine düzenli talep göstermesine dayanmakta.
Oysa, bu satırları kaleme aldığım geç saatlerde, Çin Merkez
Bankası'nın rezervlerinde mart ayı sonu itibariyle 10 milyar dolar
daha ABD tahvili azalttığı açıklandı.