Sabah Turizm Platformu'nun ilk toplantısı için dün
Antalya'daydık. 1988'de Rodos Adası'ndan daha az yatak
kapasitesi olan bir Türkiye'den, bugün sadece Antalya'da turizm
yatak sayısı 500 binin üzerine çıkan bir Türkiye'ye geldik.
Rahmetli Özal'ın açtığı yoldan, turizm tahsisleri ile yükselen Ege
ve Akdeniz kıyalarındaki tesisler ile 1985'te 2.5
milyonturistin geldiği bir ülkeden, 2015'te 41 milyon turistin
geldiği ve dünyanın en önemli 6'ncı turizm destinasyonu konumuna
geldik. 1980'lerde kişi başına 38 dolar kazanabilen
Türkiye, bugün 705 dolar ile 828 dolar arasında bir alanda, 34-36
milyar dolar düzeyindeturizm geliri elde ediyor; du aslında.
FETÖ, PKK, DAEŞ terörü ile Türkiye'yi dünya ekonomisinde cazibe
merkezi yapmaktan çıkarmak isteyen kimi küresel güçler, turizm
gelirimizde de 10-11 milyar dolar kayba sebep oldular
2016'da. Ama tüm bu kötülüklerin üstesinden geldik ve
2027'de 69 milyon turist ağırlayacağımız yeni bir döneme girmiş
durumdayız.
19 bin turizm destinasyonunun 2.2 trilyon doları aşan küresel
turizm gelirinden, 2 milyarıaşan turistten pay alma mücadelesi
verdiği bir dünya ekonomisinde, turizmin 'duygu'yadayalı bir sektör
olduğunun idrakindeyiz. Bu nedenle, 'Türkiye,
her zaman güzel' sloganı başta olmak üzere,
Türkiye'nin turizm alanındaki 'marka algısı'nı
güçlendirecek işlere yoğunlaşmış durumdayız.
Dünya vatandaşlarının artık seyahat tercihlerinin yüzde
74'ünüinternet ve sosyal medyadan yaptıkları küresel rekabet
ortamında, dünya vatandaşlarını 'dijital Türkiye' ile
tanıştırmamız, dünyanın tanınmış blogerlarının Türkiye'yi daha sık
ziyaret etmelerini sağlamamız gerekiyor. Sağlık,
spor, alternatif tedavi, agro, belgesel ve tarihi
keşif turizm gibi alanları, Türkiye'nin yaz,
kış, kongre turizmi gibi güçlü olduğu alanlarının
arasına eklememiz gerekiyor. Çok kritik tespitlerin
paylaşıldığı Antalya toplantısı, Türkiye'yi bilhassa Asya ve Körfez
ülkeleri 'düğün'lerinin merkezi yapmanın da yüksek katma değer
sağlayacağını göstermekte.