Cumhuriyet tarihimiz açısından, 1923-1938 dönemi, 1950-1960
dönemi, 1980-1990 dönemi ekonomik büyüme ve kalkınmada önemli
sıçramaların, kayda değer gelişmelerin yaşandığı dönemlerdir.
2003'den bu yana ki dönem ise, Türkiye'nin ekonomi tarihi açısından
müstesna bir döneme işaret etmekte. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
kararlı ve vizyoner liderliğinde, 1 trilyon
doları aşmış bir GSYH ile, 300
milyar doları aşmış bir mal ve hizmet
ihracatı Türkiye'yi dünya ekonomisinde çok özel bir konuma taşıyor.
Küresel finans krizi, küresel virüs salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı
gibi, gerçekleşme olasılığı düşük iken, gerçekleşmiş olmaları
nedeniyle küresel sistemi derinden sarsmış olan üç 'siyah kuğu'ya
rağmen, 13 yıldır aralıksız büyüyen Türkiye ekonomisi güçlü bir
'çekim merkezi' oluşturmakta.
Bugün, küresel tedarik ağında 'güvenilir liman' olarak adlandırılan
Ülkemiz için, 'Türkiye Yüzyılı'
Vizyonu çerçevesinde, kalkınmada yeni bir dönemden
söz ediyoruz: Enerjide, Kritik Mineral ve Madenlerde, Teknolojide,
Dijitalleşmede ve Savunmada 'Tam
Bağımsızlığa...