1945-1990 arası küresel ekonomi- politiği derinden etkilemiş
olan 'Soğuk Savaş' dönemi, 'iki
kutuplu dünya'da 'Batı Bloku' ile 'Doğu Bloku'
arasında hayli derin bir siyasi, ticari ve askeri rekabeti de
tırmandırmıştı. 'Siyasi' rekabet düzeyinde,
bilhassa ABD ile Sovyetler Birliği arasında iki bloka da dahil
olmak istemeyen ülkeleri yanına çekme mücadelesi; 'ticari'
rekabette Genelleştirilmiş Tarifeler ve Ticaret Anlaşması
(GATT) ve Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun karşısında COMECON;
'askeri' rekabette ise NATO'ya karşılık Varşova
Paktı'nın yanı sıra, Kore ve Vietnam Savaşları ile ciddi bir 'saha'
rekabeti de söz konusuydu. Bu süreçte, Türkiye'nin konumu ise,
siyasi, ticari ve askeri boyutları ile, bilhassa Avrupa ile Orta
Doğu arasında irtibatı sağlayan 'stratejik
köprü' konumuydu.
Türkiye, kendisine 'uygun' görülen rolü hiçbir zaman benimsemedi.
Küresel ekonomi-politik sistemde 'hak
ettiği' rolün her zaman daha geniş coğrafyaları
kapsayacak bir potansiyele işaret ettiğinin farkındaydı. Bu
nedenle, 1950'den...