Türkiye Cumhuriyeti gibi 1000 yıllık güçlü bir devlet geleneğine
ve 7000 yıllık üretim, ticaret, kültür zenginliğine, tarih
birikimine sahip dünyada benzer ülke bulmak zor. Çin ve Hindistan
ile birlikte, 1. Yüzyıl'dan itibaren ekonomik, demografik ve tarihi
kayıtları olan bir ülkeyiz. Bu paha biçilmez tarihi ve toplumsal
zenginlik, Türkiye'yi 'siyaset diplomasisi', 'güvenlik
diplomasisi', 'ticaret diplomasisi', 'kamu diplomasisi', 'medeniyet
diplomasisi' ve 'kültür diplomasisi' alanlarının tümünde iddiası,
projesi ve birikimi olan ender ülkeler arasında 'ilk 5'e
yerleştiriyor. Türkiye, 229 diplomatik misyon temsilciliği ile,
ekonomik imkanları kat ve kat güçlü olan ülkelerin tümünü geride
bırakarak, dünyada 5. sırada yer alan bir ülke.
Türk Hava Yolları'nın, dünyada tek noktadan 300'ün üzerinde uçuş
noktasıyla küresel havayolu şirketleri içerisinde birinci sırada
yer alması ve İstanbul Havalimanı (IGA) ile 2030'da 200 milyon
yolcu sayısına koşuyor olmamız; Türkiye'nin 'diplomasi' becerisinin
lojistiği açısından hayati önem taşımakta. Dünyanın her yerinde
kalıcı barışı tesis etmek ve Türkiye'nin çok sayıda gelişmekte olan
ülkeye 'rol model' başarısıyla yol göstermesi adına, önde gelen
uluslararası kuruluşların tümünde kurucu ve sürükleyici rolümüzü
'siyaset diplomasisi' becerisiyle yürütüyoruz. Türk Silahlı
Kuvvetlerimiz, Jandarmamız, Polisimiz ve Milli İstihbarat
Başkanlığımızla dünyanın her noktasında 'terörle mücadele'deki
kararlılığımız ve başarımızla devredeyiz ve NATO'nun en vazgeçilmez
üç ülkesinden birisiyiz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve çatısı altındaki 85 bin
ihracatçımız ile 223 ülke, özel ticaret bölgesi ve serbest bölgede,
Türk bayrağının sallandığı etkin, rekorlara doymayan bir 'ticaret
diplomasisi' yürütüyoruz ve ABD ile 100 milyar dolar ticaret hacmi
hedefi için uzun soluklu bir işbirliği sürecine soyunurken, Rusya
ve Çin'den de gelen benzer talepler için, Japonya ile 'serbest
ticaret anlaşması' için müzakereleri tamamlama aşamasındayız.
TİKA, AFAD, Kızılay, Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitü'müzle,
dünyanın dört bir yanında güçlü, etkili bir 'medeniyet' ve 'kamu'
diplomasisi yürütüyoruz.
Afrika, Asya, Orta Asya, Balkanlar ve Kafkasya'da, doğal
afetlerden, fakirlikle mücadeleye, eğitim, sağlık ve alt yapı
yatırımlarına yönelik çok sayıda projeyle, yüz binlerce insanın,
milyonların yüzünü güldürüyoruz. Son dönemde, Cumhurbaşkanlığımız
bünyesindeki 'İletişim Başkanlığı'mızla, Türkiye'nin tüm bu küresel
imkan ve kabiliyetlerini dünya ve ülkemiz kamuoyuna etkili ve
pozitif yönde sonuç verici olarak anlattığımız, güçlü bir
farkındalık oluşturduğumuz önemli bir başarıyı da, Prof. Dr.
Fahrettin Altun ve Ekibi'yle yakaladık.
Yine, Cumhurbaşkanlığımız nezdinde, bir başka başarılı alan da, son
dönemde 'Kültür Diplomasisi' ile kendini gösteriyor. Tüm sanat
dallarının ve Türkiye'nin önde gelen sanatçılarının kucaklandığı,
projelerinin öne çıkarıldığı bu süreçte, Türkiye'nin dünya
ölçeğindeki sanatçıları üzerinden iddialı 'kültür diplomasisi'
çalışmalarına imza atıyoruz. Başdanışman Fecir Alptekin ve
Ekibi'nin yürüttüğü projelerden birisi olan, dünyaca meşhur
fotoğraf sanatçımız Ara Güler sergi serisi, bunun en önemli
örneklerinden birisi. Londra, Paris ve Kyoto'nun ardından, dördüncü
durağı New York'taki bu serginin Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu'na denk getirilmesi ise, ayrı bir beceri. 'Ara Güler Üzerine
Kültürlerarası Sohbet' paneline ABD'nin tanınmış entelektüel ve
kültür dünyası insanlarının katılıyor olması önemli bir başarı. Tüm
bu projeler, 2010'dan bu yana yürütülen ve 2013'den bu yana doruk
noktasına çıkan Türkiye aleyhine tüm küresel 'algı
operasyonları'nı, göreceksiniz, en geç 1-2 sene içerisinde
başarısızlığa mahkum edecek.