Rusya, Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında içine düştüğü siyasi, ekonomik, idari ve askeri bunalımın getirdiği ağır sorunlarla boğuşur ve 'tehdit' olabileceği tüm unsurları kaybetmiş gözükürken, ufuk çizgisine yakın, Asya'nın bir ucundaki Çin de, ekonomik, siyasi ve askeri gerekçelerle bir 'tehdit' olarak algılanabileceği düzeyin oldukça altındaydı.
Bu nedenle, ağırlıklı olarak ABD'nin 'koruma şemsiyesi' altında, 'Sovyet tehdidi'nin 'sıcak nefesi'ni ensesinde hisseden Batı Avrupa, 1990'lı yılların ortasına kadar NATO'nun varlığında da, gücünden de memnundu.