Ukrayna-Rusya gerginliğinde gelinen nokta bir kez daha gösterdi
ki, Türkiye'nin son 10 yıla damgasını vuran ve son 5 yıl adeta
katlanarak ilerleyen 'yerli ve milli' enerji
kaynakları ve teknolojileri hamlesi, küresel ve bölgesel
ekonomi-politiğin bu ölçüde karmaşıklaştığı, zorlaştığı bir
konjonktürde daha da 'paha biçilmez' bir öncelik kazanmış durumda.
Öyle ki, Türkiye'nin toplam enerji ve elektrik enerjisi ihtiyacını,
'anavatan' toprağında ve 'mavi
vatan'da yürüttüğü yerli ve milli enerji kaynakları
arayışı, keşifleri ile yeni bir çerçeveye taşıyor olması, yakın
gelecekte bize olağanüstü kıymetli bir hareket kabiliyeti
kazandıracak.
Bunun yanı sıra, yenilenebilir enerji yatırımları ve
teknolojilerindeki hamlelerimiz, enerjide dışa bağımlılığımızı
minimum düzeye indirerek, buradan elde edeceğimiz tasarruflarla,
yine yerli ve milli enerji teknolojileri geliştirmeyi sürdürmemizi
sağlayacak. Türkiye, böylece, yenilenebilir enerji teknolojilerini
ve yatırımlarını kendi özkaynakları ile karşılayan ve bu sayede
Paris İklim Anlaşması'nın hakkını
en iddialı bir şekilde ortaya koyan ender ülkelerden...