Kerem Alkin Sabah Gazetesi

‘Yeşil Devrim’ ve Suudi-İran gerginliği

İster Ortadoğu'da liderlik mücadelesi deyin, ister mezhepsel gerginlik deyin, ister egemenlik yarışı deyin, Suudi Arabistan ile İran arasında sürekli tırmanan ve Türkiye'nin de bölgesine etkileri açısından tüm...

08 Ekim 2018 | 4.587 okunma

İster Ortadoğu'da liderlik mücadelesi deyin, ister mezhepsel gerginlik deyin, ister egemenlik yarışı deyin, Suudi Arabistan ile İran arasında sürekli tırmanan ve Türkiye'nin de bölgesine etkileri açısından tüm detaylarıyla takip ettiği rekabet ve gerginlik, esasen ABD ile Rusya'nın hayli işine yarayacak bir süreç. Çünkü ABD ve Rusya'ya Ortadoğu ve Akdeniz'de daha da derinlemesine nüfuz etme ve yerleşme imkânı tanımasının yanı sıra, küresel fosil yakıt pazarını kontrol etmeleri adına önemli fırsatlar sunuyor. Çünkü 'Yeşil Devrim'le, yenilenebilir enerji, akıllı enerji ve karbon dışı enerji teknolojilerindeki akıl almaz hızdaki ilerleme, 2030'dan itibaren küresel karbon, fosil yakıt bazlı enerji piyasalarında talep ve fiyat açısından önemli kırılmaları tetikleyecek ve hızlandıracak.
Bu nedenle, ABD ve Rusya, Ortadoğu'daki tüm önemli fosil enerji türevi üreticisi aktörleri zafiyete uğratacak, İran ve S. Arabistan'ın kolu kanadının kırık olduğu; Çin ve Hindistan'ın Hürmüz Boğazı'ndan enerji ihtiyacını karşılayamadığı ve devasa enerji tüketicisi ülke ve coğrafyaların (Avrupa, Çin, Hindistan ve sonrasında Afrika) kendilerine bağımlı olacakları bir dünya istiyorlar. Temel nokta şu; dünya 2020 ile 2040 arası, akıllı enerji teknolojileri, yenilenebilir enerji teknolojileri, karbon dışı enerji teknolojilerine dayalı enerji arzına yönelik 10.2 trilyon dolarlık yatırım gerçekleştirecek. 20 yıl içinde, dünyanın yıllık enerji ihtiyacının yarısını yenilenebilir enerji teknolojilerine dayalı santral ve tesisler üretiyor olacak.
Ve 2050'ye doğru, dünyada elektrikli otomobil sayısı 1 milyarı aşmış olacak. ABD ve Rusya, bugünden 2040'a, petrol ve doğalgazdan küresel ölçekte ne para kazanılabilecek ise, tüm rakipleri devre dışı bırakarak, önümüzdeki 20 yılın fosil yakıt kazancının büyük bölümünü ellerinde tutmak istiyor.
ABD S. Arabistan'ı adeta kışkırtarak, kimi zaman da gözdağı vererek, İran ve Rusya'ya karşı bir tehdit unsuru olarak; Rusya da İran'ı ABD, S.
Arabistan ve İsrail'e karşı, benzer şekilde, bir tehdit unsuru olarak kullanabilme arayışında. S. Arabistan Veliaht Prensi Bin Salman'ın Çin'in petrol üreticisi olarak 5 yıla kadar tamamen ortadan kalkmazsa bile, üretimini büyük ölçüde azaltacağı; Rusya'daki petrol üretiminin ise 19 yıl sonra hızla azalacağı yönündeki açıklamaları; ülkesi için petrol dışı gelirleri artırıcı adımları; Rusya'nın karşı cevabı; ABD Başkanı Trump'ın S. Arabistan'a yönelik sözleri; karşı cevap. Şu noktanın çok iyi farkında olmalıyız ki; S. Arabistan ile İran arasında patlak vermesi için birilerinin mücadele ettiği olası bir savaş, Türkiye'nin coğrafyasındaki 'Medeniyet Diplomasisi' mücadelesine de zarar verir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 39 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma