Kerem Alkin Sabah Gazetesi

Zorunlu karşılıklar dahi potada olmalı

Türkiye, diplomasi alanında aynı anda sayısız konuyu birlikte yönetmesi gereken çetrefilli bir dönemden geçiyor. FETÖ ile küresel ölçekte mücadele, Suriye ve Irak'ta Türkiye'nin güvenliğine...

30 Haziran 2017 | 115 okunma

Türkiye, diplomasi alanında aynı anda sayısız konuyu birlikte yönetmesi gereken çetrefilli bir dönemden geçiyor. FETÖ ile küresel ölçekte mücadele, Suriye ve Irak'ta Türkiye'nin güvenliğine yönelik adımlar, Katar Krizi, Rusya ile yeniden yapılandırılan ilişkiler, NATO ile sıkıntılar, AB ve ABD ekseninde ciddi kırılmalar, Şanghay İşbirliği Örgütü ve Avrasya açılımı bir çırpıda sayabileceğimiz konu başlıkları. Söz konusu konu başlıklarının tümü, ilgili ülkelerle çok yönlü ilişkilere bağlı olarak, Türkiye'nin pro-aktif bir dış politika süreci yönetmesini gerektiriyor. Keza, uluslararası diplomasi alanındaki hayli karmaşık yapının bir benzerinin ekonomi alanında da ağırlığını artırdığını görüyoruz. Bu da, ekonomi yönetimi açısından, diplomasi alanındaki gibi, pro-aktif, birçok olasılığı aynı anda dikkate alan, kurumların birbirleri arasında daha koordineli ve simülasyona dayalı bir çalışma anlayışı içinde hareket ettikleri bir dönem içinde olmamızı gerektiriyor.
Ancak, ekonomi alanında bir an önce hayata geçirilmesi gereken kararlarda yeterli tempoyu henüz yakalayamadığımız bir gerçek. Yıllıklandırılmış manşet enflasyonu yıllık bazda yüzde 9 ve altına hızla indirecek tedbirler, TL, döviz ve kıymetli maden cinsinden yastık altı tasarrufları, Türkiye Ekonomisi için bu dönemde hayli gerekli olan atıl kaynakları, ekonomiye, sisteme kazandıracak tedbirlerde adımları hızlandırmamız gerekmekte. Döviz kurlarının istikrar kazandığına dair kanaatin güçlendirilmesi de hayli önemli. 16 Nisan Referandumu sonrası, iç ve dış politika alanında etkili adımların sağladığı güven ve kararlılık algısı, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yatırım kararlarında ivmelenmeyi beraberinde getirdi. Bununla birlikte, yabancıların Türkiye'ye kazandırdığı net sermaye girişi ölçüsünde, halkımızın döviz mevduatını artırmayı sürdürmesi, bu konu üzerinde çalışma yapılmasını gerektiriyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 39 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma