Çalıştığım danışmanlık merkezine anne ve babasıyla gelen Yağız, üçüncü sınıfta okuyordu. Yağız’ın kendinden iki yaş küçük erkek kardeşi vardı. Yağız, okula başlamadan önce bir sene ana sınıfına gitmişti. Yağız’ın anasınıfına başlaması, tam da kardeşinin doğduğu zamana denk gelmişti. Yağız, anaokulunu ve öğretmenini sevdiği halde aklı hep evde oluyordu. Annesi ve kardeşini düşünüyordu, annesinin kendini, kardeşiyle daha rahat ilgilenmek için anasınıfına gönderdiğini düşünüyordu. Her sabah okula giderken zor kalkıyordu, genelde her gün karnı ağrıyordu, sürekli annesine sorun çıkartıyordu. Anaokulunda öğretmeni hikâye anlatırken veya faaliyet yaptırırken sık sık dalıp gidiyordu. Okulda oyun saatlerinde de daha çok yalnız olarak bir köşede oynuyordu. Sonrasında, Yağız büyüdü ve birinci sınıfa başladı, danışanımın öğretmeni katı bir disipline sahipti ve mükemmeliyetçi biriydi. Yağız’ın sınıfındaki öğrencilerin birçoğu çok çalışkandı ve öğretmen çalışkan öğrencilere daha çok önem veriyordu. Yağız da boyu uzun olduğu için arka sırada oturuyordu. Ancak danışanımda dikkat eksikliği sorunu vardı, bu yüzden dersi anlamakta ve tahtada yazılanları görmekte zorlanıyordu. Bu yüzden ders...