Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, henüz Başbakanken, kamuda çalışan “Malûl Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri” için onların onurlarını zedeleyici söz, tutum ve davranışlarla bulunulmaması, gazilik onurunun her zaman ve her yerde hissettirilmesi, kendilerine her alanda yardımcı olunması ve bu hususun vicdani bir sorumluluk olarak benimsenmesi gerektiği fikrinden hareketle 2005 yılında bir genelge çıkarmıştı.
Genelgeyle birlikte teknik anlamda olmasa da uygulamada şehit ailelerine ve gazilere dair bakışın değişeceği, özellikle kamu binalarında hak edilen saygının görüleceği düşünülmüştü. Bu anlamda genelge, şehit yakınları ve gaziler arasında çok olumlu karşılanmıştı. Fakat ne yazık ki, genelgenin etkisi uygulamada çok fazla hissedilmedi. Örneğin mayına basıp ayağını kaybeden gaziye sakatlığına uygun olmayan ve fiziksel güç gerektiren “çaycılık” yaptırıldı ya da “tuvalet” temizletildi. Zaten buna benzer pek çok olay da basına yansıdı ve herkes şahit oldu.
Başbakanlık genelgesinden sonra bazı bakanlıklar da kendi bünyelerindeki kurumlara genelgenin uygulanması için yazılar yazıp destekleyici genelgeler çıkardılar. Örneğin gazilerin ağır sakatlıkları sebebiyle sürekli tedavi görmek zorunda olmalarına ve tedavilerin pek çok durumda yıllarca sürmesine rağmen hastanelerde “sıra önceliği” sağlanmaması gaziler arasında büyük sorunlara neden olmaktaydı. Sağlık Bakanlığı bu sorunu gidermek için “Gazilere Poliklinik Hizmetlerinde Öncelik Sağlanması” adına bir genelge çıkardı ve bu sorun büyük oranda çözüldü. Artık gaziler “sıra beklemeden” hizmet alabiliyorlar.
Gazilerin sıkıntılarından biri de kamu kurum ve kuruluşlarına gitmeleri ve orada işlem yaptırmak istediklerinde yaşananlardı. Ağır sağlık sorunları yaşadıkları için park yerinden asansöre, uzun kuyruklardan farklı işlemler için farklı binalara gidip gelme zorunluluğuna kadar pek çok sorun yaşıyorlardı. Bu mağduriyetin giderilmesi için İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı bir genelgede gazi ve şehit yakınlarının İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü, Pasaport ve Nüfus Müdürlüklerinde sıra almadan, öncelikli olarak işlem yaptırabileceği bildirildi. Hatta elektronik sıra alma makinasının bulunduğu yerin duvarına da “Gazi ve Şehit Yakınlarına Öncelik Verilir” yazısının asılmasına karar verildi.
GÖREVLİ GENELGEYİ BİLMİYOR
Fakat çıkarılan onca kanun ve genelgeye rağmen, uygulamada yine sorunlar yaşanmaya devam etti. Örneğin, 23 Temmuz’da ikametgâhımı değiştirmek için Ankara ili, Çankaya İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne gittim. Sıra almak için sıra alma makinasına yöneldiğimde duvarda “Gazi ve Şehit Yakınlarına öncelik verilir” yazısını görünce bankoya yöneldim. Görevli memura “Gazi” olduğumu belirttim fakat görevli memur duvardaki yazıya rağmen bu uygulamanın kalktığını ve sıra almam gerektiğini söyledi. Devletin verdiği hakkı kullanmam engellenmesine rağmen döndüm ve yeniden sıra numarası almaya giderken bir başka masada “Engelliler için” yazısını gördüm. Aynı zamanda “engelli” olduğum için o masaya yöneldim. Görevli memura “Gazi ve Engelli” olduğumu söyledim. Bana kızarak uygulamanın kolu-bacağı olmayan engelliler için geçerli olduğunu ve “Gaziliğimi neden kullanma ihtiyacı duyduğumu!” sordu. Tecrübeli bir gazi ve engelli olarak bu ve benzeri tavırlar benim için sürpriz değildi elbette. Ancak her seferinde kendini, görevini ve yasaları bilmeyen “görevlilerle” muhatap olmak çok moral bozucu. Görevlinin kendi kendine “kurallar uydurması” da, engellileri kendi kafasına göre “kolu-bacağı olmayanlar ve diğerleri” diye kategorize etmesi de ayrı bir facia. Ama maalesef ülkemizin gerçeği de bu!