“Coğrafya kaderdir!” Yeni Zelanda gibi okyanusun ortasında olmanın yaşatacaklarıyla Türkiye gibi Asya’nın, Avrupa’nın, Afrika’nın ve medeniyetlerin kesişim noktasında olmanın yaşatacakları farklıdır. Bu anlamda Yeni Zelanda’nın Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan savaş uçaklarını satması kendileri açısından normal karşılanabilecekken Türkiye’nin “vesayeti yıkıyorum” adı altında ordusunu zayıflatması, yüzlerce yıllık geleneği yansıtan Harp Okullarını yerle bir etmesi, GATA gibi gözbebeği kurumları tarumar etmesi asla kabul edilemez. Bu coğrafyada ordunuz güçlü değilse özgür olamazsınız. Ordunuzun caydırıcılığını azaltır, birliğini ve bütünlüğünü bozarsanız nefes alamazsınız. Ve en önemlisi bu gerçeğin farkına varmamakta çok ısrar ederseniz göç yollarına düşersiniz, devletsiz kalırsınız.
O halde Türkiye’yi parçalara ayırmak için ellerini ovuşturan “içimizdeki İrlandalıları” bir tarafa bırakırsak coğrafyamızın gerektirdiği bir orduya ve hayatın dayattığı gerçeklere göre politika geliştirmek gerekir. Aksi her durumda sürekli patinaj yapma ve bir türlü sorunların üstesinden gelememe gibi bir sorunla karşılaşırsınız.