Yıllardır devam eden ve Türk milli kültürüne ait ne varsa
hepsini yıkmayı hedefleyen odakların yasaklattığı “Andımız”,
Danıştay’ın verdiği çok yerinde kararla “özgürlüğüne” kavuştu.
Artık milyonlarca Türk çocuğu, yurdun dört bir yanında coşku
içinde, yeniden “Andımızı” okuyacaklar.
Elbette bu durum Türk’e ait olan her şeyden ölesiye nefret edenleri
durdurmayacak. Buldukları her fırsatta “ırkçı” diyecekler,
“kafatasçı” diyecekler, “faşist” diyecekler... Hatta yetmeyecek ve
Kurtuluş Savaşı için “Keşke İngilizler olsaydı ülkede” diye
çığlıklar atacaklar. Bir gün “Yetmez ama evetçi” olarak çıkacaklar
karşımıza bir gün “işbirlikçi liberal...” Ve her defasında yeni bir
yalanla saldıracaklar.
MEHMETÇİĞİN KALBİNDE
Bunlar olacak ama başka şeyler de olacak elbet. Mesela kim ne
yaparsa yapsın Kahraman Mehmetçik, Afrin’e girerken kalbinin hem
üstünü hem de içini ay-yıldızlı Türk bayrağıyla kaplayacak.
Yarınlarda Fırat’ın doğusunu “teröristlerden temizlerken” de hem
dilinde hem de ruhunda Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının Türk
Gençliğine verdiği müebbet vazife olacak.
Zaten dünyanın neresinde olursanız olun kural da budur. Her yerde
her millet kendi kurucu değerlerine kıskançlıkla sahip çıkar,
kurucu babalarını gözlerinden sakınır. Çünkü bilirler ki tarih de
millet de bir bütündür ve parçalanamaz. Örneğin Rusya’da hiç kimse
kalkıp da “Ben Rusya Federasyonu’nun çocuğu değilim! Çarlık
Rusya’sının torunuyum!” demez. Aynı durum Fransa’da da,
Almany...