Değerli okuyucularım, Her hafta Pazartesi günleri gerçekleşen
kavuşmalarımızın son gününde sizlere çok teşekkür ederek başlamak
istiyorum. 2015’ten beri her Pazartesi, yazılarımı okudunuz, sosyal
medyada paylaştınız, yorumlar yazdınız ve en önemlisi beni
hayatınızın bir parçası yaptınız. Tüm bunlar için hepinize çok
teşekkür ederim. Sizler sayesinde ben de dilim döndüğünce Türk
milletinin duygularına tercüman olmaya, bildiğim konularda da fikir
vermeye gayret ettim. Geçen bunca zaman içinde sizlerden de çok şey
öğrendim. Türk milletine olan inancım binlerce kat arttı. 7.000
yıllık Türk toprağı olan Anadolu’nun sonsuza kadar Türk kalacağına
dair değişmez kanaatim perçinlendi. Ne mutlu bana ki Türk
milletinin bir evladı olarak doğmuşum, ne mutlu bana ki Türk
milletinin sevgisine ve ilgisine biraz da olsa mazhar olmuşum.
Ancak her güzelliğin olduğu gibi “köşe yazarlığının” da bir sonu
var. Yaklaşık dört yıl süren birlikteliğimizde sizlere daha fazla
layık olabilmek için hiç durmadan okudum, alanının en iyisi olan
uzmanlarla konuştum ve her hafta önemli bir konuyu sizlere aktarmak
için didindim. Şükürler olsun ki tek bir Pazartesi bile yazmaya ara
vermedim. Bu konuda çok da teşvik gördüğümü söylemek isterim. En
başta Gazi arkadaşlarım ve Şehit Ailesi dostlarım gönüllü
motivasyon hocalarım gibi oldular. Bazen çok yorulup “tek satır
bile yazamam herhalde” dediğim anda bile yeniden başlamama ve
sizlere ulaşmama aracı oldular. Bu sayede kendimi bir an bile
yalnız hissetmedim.
Bu süre zarfına Aydınlık Gazetesinin çalışanlarından da büyük
destek gördüm. Her zaman anlayışlı, her zaman dikkatli ve samimi
davrandılar. Üzerimde hakları &cc...