Türkiye özellikle yeni dönemde uzun zamandır hazırladığı ama Devlet içindeki bazı Fetö ve fetö benzeri oluşumların engellemesinden dolayı bir türlü Avrasya stratejisini uygulayamamıştı. Devlet içindeki bu kanserli hücrelerden kurtuldukça milli bir politika olarak ve Türkiye’nin tarihi mirası ve derin köklerine en yakın politika olan Avrasya politikasını sahada uygulamak için harekete geçmeye başlamıştır. Avrasya Politikası yeni dönemin en önemli politikasıdır. Türkiye’nin güçler dengesinde ki güç merkezi haline gelmesidir. Bu konuda ekonomik, enerji, siyasi ve dahi pek çok hususta değişimler gözle görülmeye başlanmıştır.
Devlet gelecek dönemde yeni stratejisini Avrasya bloğu yönünde kullanacak. Türk Devleti bu bağlamda Nato'nun devlet içindeki kanatlarını tek tek kırmak için zorlu bir süreç içine girdi ve bu süreç önümüzde ki dönemin de şifresidir. Nato devlet içine kanserli bir hücre gibi yerleşmiş ve içten içe büyük bir kemirme ile devletin kurumlarının hareket kabiliyetini sınırlandırıyordu… Fetö operasyonlarından sonra kurumlar az da olsa nefes alınca Fırat Kalkanı operasyonunu yaptı. Akabinde pek çok önemli operasyon da yapıldı... Devlet artık kurumların içine yerleşmiş Fetö gibi bir yapılanma içine girmiş her oluşumu, cemaati vs. kesip atmak için önemli bir strateji izliyor. Dolayısı ile içte çok büyük bir operasyon hazırlığı var ve bu operasyonlar silsilesi bir süre daha devam edecek gibi... Avrasya politikası ve stratejisi gereği, Türk Devletinin Yeşil Kuşak projesinin ürünü olan yapay özelliğe sahip her cemaate ve gruba büyük operasyonlar kapıda! Anadolu'nun doğal olan yapay olmayan (ABD’nin İsrail’in ve Vatikan’ın projesi olmayan) geçmişten beri süre gelen ve Osmanlı dahil olmak üzere Türk-İslam Devletlerinin kuruluşunda büyük pay sahibi olan ve destek olan cemaatler/Tarikatlar ve gruplar bundan etkilenmeyecektir. Ama diğerleri için aynı şey söz konusu değil!
Yıllardır Nato-Batı ve Gladyo yanlısı bir politika ve strateji izleyen, daha doğrusu içine yerleşmiş Fetö gibi kanserli hücrelerden dolayı izlettirilmek zorunda bırakılan devlet, bu kanserli hücrelerin temizlenmesi ile daha farklı ve milli bir politika ekseninde Avrasya'ya yönelmiştir. Yapılan bu yeni politika ve strateji gereği Devletin kırmızı kitabında da radikal değişiklikler olmuştur. Bu saydığım Nato-ABD-Gladyocu kanadın basının içinde yer alan isimlerine de operasyon yakındır. Basın içinde milli gibi görünen ama gayri milli olan ve Nato-ABD-İsrail kafasında düşünen bazı gazeteci müsveddelerine de gereken Devlet tarafından yapılacaktır.
Benim tüm bu yazdığım hususları anlaması gerekenler anlayacaktır. Dediklerim biraz kapalı gibi olsa da, aslında her şey çok açık ve net! Türkiye’nin Avrasya politikası ve stratejisini hala ısrarla anlamayanlar için söylüyorum; bu proje bizzat DEVLET projesidir. 2200 yıllık kadim Türk Devletinin temsilcileri tarafından belirlenmiştir. Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bu projenin 2023 vizyonu doğrultusunda uygulayıcısıdır. Sn. Cumhurbaşkanımızın çevresinde bu projeye gizliden gizliye muhalif olan desteklemeyen kişiler ve gruplarda var. Bu konuda Sn. Cumhurbaşkanımız çok ama çok dikkatli olmalıdır…
Ve son söz: ‘’Türkiye gelecek dönemde Avrasya’nın parlayan yıldızı olacaktır’’