Malum; ABD’yle Menbiç konusunda varılan “anlayış birliği”, Dışişleri Bakanı Tillerson’ın görevden alınmasıyla rafa kaldırıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ifadesiyle Menbiç konusunda ABD’yle yakalanan “anlayış birliği” mutabakata dönüşemedi.
Buna üzülmesi gereken taraf Türkiye değil, ABD olmalı. Çünkü Türkiye ile ABD arasında varılan uzlaşma Menbiç’in yönetimini ağırlıklı olarak ABD’ye bırakmayı öngörüyordu. Oysa bu, ABD’ye peşinen verilmiş fazladan bir hak. Menbiç’i yönetmesi gereken Menbiç’in gerçek sahipleri, sakinleri olmalı. Türkiye’nin daha başlangıçta savunduğu tez de zaten bu çerçevedeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu birkaç kez ifade etmişti.
İşin aslı şu; ABD ne Suriye’nin, ne Menbiç’in gerçek sahibi olarak görülebilir. ABD’ye buraların sahibi muamelesi yapılırsa kimin Afrin’e veya Menbiç’e gireceğine, kimin nerede kalıp veya nereden çekileceğine dair son söz hakkı da ABD’ye bırakılmış olur ki, Türkiye b