Erken seçim en çok da “erken seçim” talep eden CHP’ye sürpriz oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan “erken seçim”kararını açıkladıktan sonra CHP’li yöneticiler “OHAL koşullarında seçim olmaz” diye adeta ağlamaya başladılar. CHP “erken seçim” isterken OHAL yok muydu? Seçim kararını aldıktan sonra mı OHAL yürürlüğe girdi?
CHP’de tutarlılık aramak samanlıkta iğne aramaktan farksız. CHP’nin şimdi asıl problemi kendi genel başkanını “Hodri meydan” dedikleri 24 Haziran seçimlerinde aday göstermeye yanaşmaması. Ne ana muhalefetin başındaki isim cumhurbaşkanı adayı olmaya cesaret edebiliyor, ne de partisi genel başkanını aday gösterebiliyor. Demek ki, ana muhalefet kendi “lideri”ni cumhurbaşkanı adayı gösterecek kadar itibarlı bulmuyor.
CHP, kendi liderini “Cumhurbaşkanı” adayı olarak gösteremiyorsa Erdoğan ile ilgili söz hakkını da yitirmiş demektir. O zaman Erdoğan aleyhinde atıp tutmaya tek kelime bile hakları yok. İktidar partisinin alternatifi olan parti, kendi başındaki adama güvenmiyor ve bu ülkenin başına cumhurbaşkanı olacak kadar itibarlı bulmuyorsa Erdoğan ne yapsın? Sabah akşam Erdoğan’a küfür ve hakaret eden CHP’liler önce partilerinin başına getirdikleri adamı Cumhurbaşkanı adayı olarak göstersin, ondan sonra AK Parti’yi eleştirsin.
Cumhurbaşkanı adayı milletvekili de olabilse CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösterecekmiş! Sanki seçim kriterleri Erdoğan ve AK Parti için geçerli değil, sadece CHP’yi bağlıyor!
Oysa herkes aynı şartlarda bu seçim yarışına giriyor. Yüzde 50’nin üstünde oy almak kolay değil elbet; Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacak olan Erdoğan da milletvekili olamayacak. Eğer bu oy oranını yakalayamazsa Meclis’in de dışında kalacak.
Fakat CHP hiçbir zaman ülkeyi yönetme gibi büyük hazırlıkların içinde olmadığından bu küçük hesapların peşinden koşmayı sürdürüyor. CHP ülkeyi yönetmeye aday değilse, genel başkanını cumhurbaşkanlığına aday gösteremiyorsa o zaman bu parti ne işe yarar? Amacı ve hedefi nedir?