Aslında Abdullah Gül ve ekibi gibi Davutoğlu’nun da niyeti AK Parti’de kalarak parti yönetimini kontrol etmekti. Ancak bu iki grubun da hesabı tutmadı; Erdoğan, partisini bunlara teslim etmedi. AK Parti yapısı da Abdullah Gül, Babacan ve Davutoğlu’nu istemedi. Nitekim bu yerinde bir tercih oldu; yoksa yönetimdeki ikili yapı, partinin bölünmesine, parçalanmasına, devlet yönetiminin de zaafa uğramasına yol açacaktı.
AK Parti, kuruluşundan beri aslında bir lider partisi oldu. Erdoğan’ın liderliği, AK Parti’nin yükselişinde ve devlet yönetiminde belirleyici oldu. Bu özelliği sebebiyle AK Parti bugüne kadar bölünmedi ve hiziplerle anılmadı. Hep lider etrafında toplanan, ortak hareket eden disiplinli bir parti görüntüsü verdi.