Anayasa Mahkemesi için önemli bir şanstı; düşünce özgürlüğüyle terör propagandasının ayrı şeyler olduğunu, arada “ölüm” ile “yaşam” gibi devasa bir fark bulunduğunu anlatabilir; dahası, akademilerde okutulacak muhteşem bir karara imza atarak, bu ülkenin siyasi ve toplumsal hayatına önemli katkılarda bulunabilirdi.
Zira bugün Türkiye’nin en önemli sorunu düşünce özgürlüğü ile terör propagandası arasındaki çizginin belli olmayacak düzeyde silinmiş olmasıdır.
Peki Anayasa Mahkemesi ne yaptı? 793 şehit verdiğimiz PKK’nın kanlı çukur terörüne destek çıkan, “devleti katil, PKK’yı özgürlük hareketi” ilan eden “barış akademisyenleri”ne “terör propagandası” üzerinden verilen cezayı bozarak hak ihlali kararı verdi. Bu kararla AYM, terör örgütünün şehirleri kana boğan eylemlerine, kalkışma ve silahlı isyan hareketine destek olmayı bir “hak” olarak normalleştirmiş oldu.
Oysa PKK’nın 7 Haziran seçimlerinin ardından başlattığı “çukur terörü”, yakın tarihimizin en