Batı’nın son yüzyılda kendine benzeyenler ile kendinden olanlara karşı tutumunda bir değişim, iyileşme gözlemlenebilir; ancak İslam’a, dolayısıyla Türklere karşı tutumunda hâlâ köklü bir değişiklik yok. Hâlâ yüzyıl önce oldukları yerde sayıyorlar. İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı’da esen demokrasi rüzgarları da bu hususlarda elle tutulur bir değişim yaratamadı.
Türkiye’ye son 30 yıldır pek bir hevesle ihraç etmeye çalıştıkları, liberalizm ambalajına sokulmuş, cafcaflı laflarla her yerde karşımıza çıkarılan -ve burada da az sayılmayacak bir destekçi kitleye sahip- “Batı demokrasisi”nin boyaları hızla dökülüyor. Batı’nın o katıksız faşist yüzü her geçen gün biraz daha kendini dışa vuruyor. Çok geriye gitmeye gerek yok; Avrupa, Mısır’ın darbeci generalinin ayaklarının altına kırmızı halı serdiği gün zaten “demokrasi”nin canına okumuştu.
Batı’yı bir “medeniyet projesi” olarak pazarlayan içerideki zümrenin de bugünlerde tutarlı