İstanbul seçimleri kimsenin içine sinmedi ama CHP “atı alan Üsküdar’ı geçti” havasında. Kanunsuzluk mu var, usulsüzlük mü var umursadıkları yok. 25 yıl sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni şöyle ya da böyle kazanmış olmanın getirdiği zaferi doyasıya yaşamak derdindeler.
Oysa seçim sandığının itibarı kimin kazanıp kimin kaybettiğinden daha önemli. Seçimi kazananın bunu nasıl kazandığı bütün diğer detayları geri plana itiyor. Hukuka, kanuna uygunluk her şeyden önce gelmek zorunda. Yoksa, bundan sonraki bütün seçimler anlamını yitirir ve kimsenin sandığa güveni kalmaz. Türkiye bir hukuk devletiyse kimsenin katakulli yaparak seçim kazanamayacağını da bilmesi gerekir.
İşte YSK’nın tam da bu noktayı netleştirmesi gerekiyor. YSK’nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi talebine ilişkin alacağı karar bu yüzden son derece önemli. Hukuka uygun olmayan, akıllardaki şüpheleri gidermeyen bir karar işlerin daha da sarpa sarmasına yol açacaktı