Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa’daki siyasi durumu değerlendirirken, “şirazeden çıkmış bir yapı var” demesi boşuna değil. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa’nın Türkiye’ye karşı ekonomik yaptırımlar uygulamayı düşünebileceğini söyledi. Gerekçe ise “muhalefet partisi milletvekillerinin, akademisyenlerin ve gazetecilerin” tutuklanması.
Terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’ye yönelik operasyon anlaşılan Avrupa’yı çileden çıkarmış. Batı’yı öfkelendiren aslında “Kürt kartının” elden çıkması. Yani ellerindeki terör kartının ve Kürt kozunun, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti tarafından işlevsiz kılınması.
PKK terörünü destekleyerek, HDP’ye arka çıkarak Türkiye’yi içeriden çökertmeye çalışan Avrupa’nın planları, Ankara’nın terörle mücadeledeki kararlılığı karşısında neticeye ulaşamadı, sonuçsuz kaldı. Terörle arasına mesafe koymadığı gibi terörün şehirlere taşınmasına yataklık eden HDP’ye yönelik operasyonlar ise Avrupa’nın tüm hesaplarını altüst etti.
Öfkelenmeleri, çıldırmış gibi davranmaları, Ankara’yı “ambargo” ile tehdit etmeleri; istedikleri “Kürt politikasını” Türkiye’ye kabul ettirememelerinden kaynaklanıyor. PYD, nasıl ki ABD ve Avrupa’nın Suriye’deki ortağı ise terör örgütü PKK ve HDP de ABD ve Avrupa’nın Türkiye’deki ortakları sayılır. Avrupa, buradaki işbirlikçilerine dokunulmasını kabullenemiyor, bir türlü hazmedemiyor.