CHP tarafından cumhurbaşkanı adayı ilan edildiğinde Muharrem İnce'nin hemen sabahında cezaevinde Demirtaş'ı ziyaret ettiğini hatırlıyorum. CHP'de gelenek olduğu üzere Anıtkabir'e gidilir, Ata'nın huzuruna çıkılırdı. Ama o Anıtkabir'den önce Demirtaş'ı görmeye gitmişti. Sebebi malum şüphesiz. Son yıllarda CHP cephesinde PKK-HDP'den gelecek oylar için bütün değerleri ayaklar altına almaya hazır bir aday profili peyda oldu. Adaylık iddiasıyla birtakım makamlara talip olan isimler, haysiyetsiz bir şekilde gidip PKK-HDP'nin kapısını çalıyor maalesef.Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş da bu geleneğe kendini uydurdu. Ufukta cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimali belirince Mansur Yavaş da Demirtaş'a selam çakma ihtiyacı duydu. "İnşallah Demirtaş da aramızda olacak" diyerek kendisince PKK-HDP'ye sıcak mesajlar yolladı. Adaylığını desteklesinler diye 40 yıldır koruduğu sözde milliyetçi-muhafazakâr kimliğini bir çırpıda kenara attı.
Oysa Mansur Yavaş'ı İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu'ndan ayıran çizgi PKK-HDP tarafına koyduğu mesafeydi. Belirli bir seçmen kesimini bu "mesafeli" duruş cezbediyordu. Yavaş'ın adaylığını iddialı kılan bu mesafeydi. Demirtaş'a selam çaktığı hareketiyle Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu'yla arasındaki farkı ortadan kaldırmış ve kendisini de gereksizleştirmiş oldu. Orijinali varken suretine kimse ihtiyaç duymaz. İmamoğlu, adaylık ilanını hatırlarsanız Diyarbakır gezisiyle başlatmıştı. Kılıçdaroğlu "Kürt sorununun muhatabı HDP'dir" diyerek el yükseltmişti. Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'yla bu konularda yarışamaz, zira ikisi de sınır tanımaz bir şekilde el yükseltiyorlar. Mansur Yavaş, yanlış bir zeminde yarışıyor Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'yla; mesela Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu özerklik teklif ediyor HDP'ye, Mansur Yavaş ne verecek, federasyon mu?