Türkiye’deki darbelerin asıl hedefi milleti sistemin belirleyici faktörü olmaktan çıkarmaktı. 27 Mayıs, 12 Eylül darbe anayasaları milleti nefessiz bırakmak içindi. Darbe sonrası dizayn ettikleri sistemin kaybedeni hep millet oldu. Asker-Yargı-Bürokratik elitle, Türkiye’yi istedikleri gibi yönetmek istediler. Sistemin çatlaklarından çıkan, filizlenen millet temsilcilerini ise darbelerle budadılar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 52 oy almış, milletin seçtiği Cumhurbaşkanı’nı hâlâ “meşru” görmemesi o kadar basit değil. CHP zihniyetine göre darbelerle dizayn edilmiş, anayasa ile ete kemiğe büründürülmüş, Asker-Yargı-Bürokrat eliyle kontrol edilen sistemin belirleyicisi asla “millet” olamaz. Bu zihniyetin temsilcisi olarak Kılıçdaroğlu’na göre de AK Parti ve Tayyip Erdoğan “geçici” bir sistem arızasıdır. Bu yüzden de “meşru” ve “belirleyici” bir faktör olamaz, olmamalı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin asıl amacı işte bu ucube düzeni bozmak,