Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Edirne'deki en büyük hesabı İmralı'dakine verecek" sözlerinin ardından tartışma büyüdü. Kandil'deki terör baronlarından Selahattin Demirtaş'a, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'e kadar çok sayıda isim konuya dahil oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine en büyük tepkinin Kılıçdaroğlu ve Akşener'den gelmesi dikkat çekti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "İmralı'nın postacısı" suçlaması yaptı. Meral Akşener ise "Apo'yu dışarı çıkarmayı planlıyorlar" diye absürt bir açıklama yaptı.
Burada öncelikli soru herhalde Kemal Bey ve Meral Hanım'ın "Demirtaş hassasiyetinin" kaynağı olmalı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü içinde bir parçalanma ve hesaplaşmadan bahsederken muhalefet neden köpürür? Bu açıklamayı neden kendilerine yönelik bir hareket olarak algılarlar?
Endişe ve kaygılarının sebebi ne olabilir?
Aynı jenerasyondan sayılmasalar da Kılıçdaroğlu, Akşener ve Demirtaş'ın bir ortak noktası var; o da her üçünün de FETÖ mühendisliğinin ürünü olarak bugünkü siyasi pozisyonlarına sahip olmaları.
Bu yüzden dara düştüklerinde biri hepsi için, hepsi biri için kalkan olabiliyor.
Türk siyasetinde bu aktörlerle önemli bir alanı kontrol eder hale geldiler. Bu üçlüyü özellikle korumaya çalışıyorlar. Ne de olsa arkalarında ciddi bir emek ve vakit var; daha önemlisi bu aktörler üzerinden elde edilmiş azımsanmayacak bir başarı söz konusu.
Yani anlayacağınız Demirtaş ile Öcalan karşılaştırması gündeme geldiği her seferinde muhalefetin hep birlikte Demirtaş'a kalkan olması anlaşılmaz değil.