Muhafazakar medyanın son şikâyet konularından biri de iktidarın eleştiriye, “farklı seslere” tahammülsüz olması. Bu kesim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı serbestçe eleştirememekten şikayetçi. Kendini “Reisçi” ilân eden çevrelerin “farklı sesleri” bastırdığını, “makul” sesleri dışladığını iddia ediyorlar. Üstelik bu “Reisçiler” çok pespaye, çok seviyesiz, çok kalitesiz, çok çıkarcı...
Dünyada Erdoğan kadar eleştirilen, suçlanan, hakaret edilen başka bir lider daha var mı, emin değilim. Gerek Türk, gerek dünya medyasında Erdoğan’sız bir gün geçmiyor; gazeteler, televizyonlar, internet medyası, hatta sosyal medyadan eleştiri adı altında dünyanın suçlaması yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı lider yapan temel özelliklerden biri; bilgi endüstrisini elinde tutan, medya sektörünü kontrol eden, sanat camiasını harekete geçirebilen güç merkezlerinin saldırılarına boyun eğmemesi, devletin ve milletin selameti için kişisel hesap gütmeden dik durmasını bilmesi.
Hataları, kusurları, eksikleri, yanlış kararları yok mu? Muhakkak vardır. Ama şu ana kadar “içeriden”, yani muhafazakar medyadan kendisine esaslı bir eleştiri geliştirildiğine şahit olmamak, Erdoğan’ın değil muhafazakar medyanın eksikliğidir.“Farklı seslerin” bastırılmasına yol açacak bir Erdoğan eleştirisi de söz konusu değil; ayrıca ortada “farklı ses” de yok. Doğan Medyası’ndan, Sözcü’den, Taraf’tan, Cumhuriyet’ten, Birgün ve Özgür Gündem’den çıkan sesle, buradan çıkan ses aynı.