Terör saldırılarının ardından gündeme gelen değişmez birkaç tepki biçimi var ki, bunlar en az terörün kendisi kadar lanetlenesi yaklaşımlar. Bu yaklaşımların başında; terörü kınamadan, hayatını kaybedenlere başsağlığı bile dilemeden, tez elden “hemen barış” sloganları atan kişiler, kuruluşlar ve bunları yayan kurumlar geliyor. Bu kesimler kurulmuş saat gibi, her bombalı saldırıdan ve her terör eyleminden sonra ortaya çıkıp, “hemen barış” söylemini tekrarlıyorlar. Demek istiyorlar ki; PKK’yla masaya oturun, teröre teslim olun. Sanıyorlar ki, Türkiye teröre teslim olduğunda terör bitecek! Ciddiyetli, makul bir düşünce ve öneri değeri taşımayan bu söylem, toplumun asabını bozmak için özellikle kullanılıyor. Diğer bir kesim daha var ki, bunların işi de terörü sulandırmak! Her terör saldırısından sonra dikkatleri terörü yapana değil, terörün hedefi olanın üzerine çekerek terörün asıl aktörlerini gizlemeye çalışıyorlar. Terör eylemlerinin hemen ardından ortaya çıkan bu kesim “Katil devlet”, “Başkan olmak için bomba patlatıyor”, “Diplomasını unutturmak için gençleri öldürtüyor”gibi mantıksız ve kasten saçma sloganları dolaşıma sokuyor. Bu sistematik algı operasyonuyla terörü gerçekleştiren gücü unutturmaya ve tartışmaları doğrudan bombaların hedefi olan devletin ve devlet yöneticilerinin üzerine odaklamaya uğraşıyorlar.