Seçim meydanları da bir nevi er meydanıdır. Milletin karşısına çıkılır. Rakiplerine meydan okunur. Ama adı üzerinde 'er meydanı'; güreşin de seçim yarışının da asgari ahlaki kuralları vardır. Sahte meydan okumalar, yalancı pehlivanlık pek hoş karşılanmaz. İkisinin de sırtı er ya da geç yere gelir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim meydanlarında seslenirken sürekli tehdit dilini kullanması da artık kabak tadı verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesini, kabine üyelerini, AK Parti yönetici ve çalışanlarını tehdit etmeye doyamadılar. Dikkat ederseniz söze hep 'yargılanacaksınız' tehdidiyle başlıyorlar.
Bu söylem biraz eskiyince devlet bürokrasisini tehdit etmeye başladılar. 'Her bürokrat yaptığının hesabını verecek' diye ortalığa korku salmaya başladılar.
Tehdit almayan bürokrat neredeyse kalmadı.
Sonra sıra iş dünyasına geldi. Türkiye'nin mega projelerine imza atan şirketlerin sahipleri hedef alındı.