Son yıllarda artan terör saldırıları Ankara'yı güvenlik konseptini değiştirmeye yöneltti. Suriye ve Irak'a müdahale, buralarda askeri güç bulundurma hamleleri kısa sürede Türkiye lehinde sonuç verdi. ABD ve Irak, PKK'yı kollayan tutumlarını değiştirerek, şimdilik, göstermelik de olsa "ikinci Kandil" olarak nitelenen Sincar'ın boşaltılmasına karar verdi.
Bu gelişme bile PKK'nın Suriye ve Irak'taki varlığını ABD'ye borçlu olduğunu göstermeye yeter. PKK'nın Sincar'ı boşaltması yönünde aldığı karar, ABD'nin girişimleri sayesinde mümkün oldu. ABD'nin etkisi olmasa Barzani'nin bunu başarması imkansızdı. Tabii burada ABD'nin asıl niyetini çözmek gerekiyor; ABD'nin amacı Ankara'yı Suriye ve Irak'tan uzak tutmak; ABD'nin Sincar için devreye girmesinin sebebi bu.
Sincar karşılığında Ankara'nın Başika üssünü boşaltmasını bekleyen ABD, aynı biçimde yeni bir formülle, Türkiye'nin Münbiç'ten de uzak durmasını sağlamaya çalışıyor. Buna Rakka'yı da eklemek lazım. Hatta Türkiye'nin El Bap'tan da çekilmesini talep ederlerse şaşırmayalım. ABD, göstermelik birtakım adımlarla Ankara'nın PYD'ye ilişmesini engelleme derdinde.
ABD için Türkiye'yi Suriye ve Irak'tan uzak tutmanın neden bu kadar önemli olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözlerinde bulabiliriz: "Suriye ve Irak konusu Türkiye için enerji meselesi değildir. Siyasi etkinlik alanını genişletme meselesi değildir. Keyfe keder bir mesele hiç değildir. Bu mesele bizim için beka meselesidir."