Ahmet Hamdi Tanpınar, “Huzurlu olmak için huzursuz olmamak kafi sebep değildir; o bizzat var olmalıdır” der. Bilindiği gibi, onun en önemli romanlarından birinin adı da “Huzur” dur.
Huzur, teknolojik imkan veya refah seviyesiyle elde edilebilecek bir olgu değildir. Huzurun büyük çoğunluğunu manevi değerlerde aramak gerekir.
Aile, söz konusu manevi değerlerin bütününü temsil eden en önemli huzur kaynağıdır. Anne, baba, kardeş ve diğer aile büyüklerinden oluşan ve sürekli varlıkları birbirini tamamlayan, takviye eden bu huzur kaynağının ana unsurlarını karşılıklı sevgi, saygı, güven ve ebedi beraberlik şuuru oluşturur. Bu unsurlardan biri sarsıldığında aile hayatı sarsılır, unsurların kaybedilmesi ölçüsünde de varlığını, varlık değerini kaybeder. Sadece varlık değerini kaybetmekle kalmaz, aile huzursuzluğun serbest oyunlarının oynandığı istenmeyen, sevilmeyen, arzu edilmeyen bir karanlık kuytu haline döner. Dış tahrikler karşısında korunma refleksiyle sığınılan fakat bir an önce kurtulup çıkılmak istenen kuytu… Batıda ailenin dramı budur, şimdi bizler de aynı...