Ancak kartalların taşıyabileceği ağır bir hamuleyi, sivrisineğin kanatlarına yüklemek ne ise, İstanbul’un idaresini İmamoğlu’na vermek aynen odur. Bu ağır ve bir o kadar da kutsal emaneti, bu işe ehil olduğuna dair aklının çok ötesinde seyreden hırs ve ihtirasından başka hiçbir emare görülmeyen; ehliyetsizliğini ifşa adına ise onlarca delil bulunan böylesi bir adaya vermek İstanbul’a yapılabilecek en büyük haksızlıktır; bile bile bu haksızlığı işleyenler hem vicdanlarına karşı hem de tarihe karşı sorumlu tutulmaktan asla kurtulamayacaktır.
31 Mart seçimlerinden sonra yaşanan süreçte hep birlikte görmüş olduk ki, Ekrem İmamoğlu, iç ve dış mihrakların hazırlayıp piyasaya sürdüğü bir proje adaydır; köpürtülmesi ondandır, kendisinde misafir bile olmayan yüksek vasıfların sabit adresi gibi gösterilmesi ondandır; gaye birlikteliği dışında siyaseten yanlış da olsa FETÖ ve PKK ile aynı karede yer almak zorunda kalışı ondandır.