Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa o onlardandır. Benzemeye çalışmak benzemeyi, benzemek özdeşleşmeyi sonuç verir. Gerçek asimilasyon da budur. Kişinin, önce kimliğini sonra da kişiliğini kaybettiği savrulmaları konuşuyoruz.
Sakallı, sarıklı, cübbeli, şalvarlı bir görünüm, bir müddet sonra, matruş, ceketli, pantolonlu bir görünüme dönüşmüşse ve bu dönüşümün merkezinde zenginleşme, dünyevileşme, sınıf atlama gibi sebepler, saikler varsa; dini, milli, ahlaki hassasiyetler folklorik bir hal almış ya da o hassasiyetler yavaş yavaş eriyip, tükenmiş, yok olmuşsa; ya da kutsi hassasiyetlerin bütünü ruhaniyatını, ledünni varidatını kaybetmiş sadece şekle bürünmüşse, ortada problemden de öte bir arıza var demektir ve bu arıza en kısa zamanda giderilmezse kişinin, önce kimliğini sonra kişiliğini kaybedeceği kesindir.
Vicahi tanışmamıştık. Servet Aydemir ile hazırlamakta olduğu bir belgesel için buluşunca tanışmış olduk. Çekim öncesi uzun uzun konuştuk. Konu FETÖ idi. Başından geçenleri anlattı; yani dostluk seviyesindeki ilişkilerini bir bir tırpanlayan olayları. Ciğerim bir kez daha yandı. İçimden, keşke anlattıklarını yazmış olaydı, diye geçirdim. Çantasından bir kitap çıkararak, inşallah okursunuz, okumanızı özellikle istiyorum, dedi. Elbette okurum, dedim.
Eve döndüğümde ilk işim kitabı okumak oldu. Bir solukta da okudum. CEMAATRİX, yaşanmış olaylara dayanan ibretlik bir roman. FETÖ’nün kaynak kodlarını bir bir deşifre ediyor. Yazar, örgütün bütün jargonuna vakıf. Mesela, örgütün en temel kavramlarından biri olan “Abi” hakkında şunları söylemiş: “Cemaat içinde her türlü çalışıp gayret ve fedakarlık gösteren, genellikte eğitmen ve yol gösterici kişiler.” Tabii aynı tanımın bayan olanına da abla dendiğini hemen hatırlatmış. Ve sözünü şöyle sürdürmüş Aydemir: “Cemaat içerisinde bir şeref nişanesi olarak ‘ışık süvarisi’ de denirdi bu abi ve ablalara… Abilik ve ablalık cemaat hiyerarşik sisteminin temel vazifeli insan kodları idi. Onların en temel vazifesi ise ‘ilgilenmek’ti. İlgilenmek, cemaat içindeki sistemli çalışma kodlarından biri olup, insanları cemaate çekmeye, cemaati hoş gösterip sevdirmeye çalışmak demekti. Bunun bir kademe ötesine ve genellikle başarıyla sonuçlanan veya sonuçlanmak üzere olan aşamasına ise ‘kafalamak’ deniliyordu.”
Sohbet, dershane, ışık evler, tedbir, şer odakları, imam, ev imamı, öteler gibi pek çok kavram da bu arada isabetli olarak tarif edilmiş romanda. Mütevelliye getirilen yorum da özellikle dikkat çekici ve vakaya mutabık olmuş.