Peygamber Efendimiz, “Beni, Hud suresi ihtiyarlattı” buyurur.
Yani, O’nu ihtiyarlatan, Mekke müşriklerinden çektiği çile ve ıstıraplar değildir.
O’nu ihtiyarlatan, Kâbe’de namaz kılarken, Kur’an okurken gördüğü hakaretler, secdeye vardığında bizzat amcası Ebu Leheb tarafından o arşa değen başına deve işkembesi konularak rencide edilmesi değildir.
O’nu ihtiyarlatan, yanındaki az sayıdaki müminlerle, müşrikler tarafından uygulanan ambargo sebebiyle senelerce maruz kaldığı, açlık, kıtlık ve toplumdan tecrit ediliş işkenceleri değildir.
O’nu ihtiyarlatan, ilk Müslüman kadın olma şerefiyle şereflenmiş ve bütün servetini İslam davasına bezletmiş biricik hanımı, Haticetül Kübra’nın vefatı sebebiyle maruz kaldığı hüzün ve çektiği çile değildir.