Diyanet İşleri Başkanlığı, doğrudan Gülen’in kendi ifadelerini esas alan bir raporla, onun dini nasıl istismar ettiğini ve bu uğurda nasıl bir hezeyandan bir başka hezeyana sürüklendiğini, akli ve nakli delilleriyle ispat ederek önemli bir hizmete imza atmış oldu.
Gülen, bir Diyanet çalışanıydı; bu bağlamda onun sapkın düşüncelerinin önü bizzat bu kurum tarafından önceden kesilmeliydi. Fakat önce resmi vaizliğine, sonra da fahri olarak İzmir, İstanbul ve Ankara’nın en büyük camilerinde vaazlar vermesine izin verildi; bir bakıma düşüncelerini yaymasının önü açıldı. 15 Temmuz’a kadar da maalesef bu kurumdan FETÖ ile ilgili hiçbir önemli ve anlamlı açıklama yapılmadı. Olan oldu, meselenin bu tarafını şimdilik biz de açmayalım.
140 sayfadan oluşan rapor, dini istismar noktasında, bir dini topluluğun, nasıl yavaş yavaş kendi öz değerlerinden uzaklaşıp istikamet kırılmalarına uğrayarak sapkınlığa düşebileceğinin de panoramasını veriyor. Bu haliyle de, sadece belirli bir topluluğun sapkınlığını anlatmış olmuyor, belki gelecekte kendilerini aynı akıbet bekleyen diğer dini cemaat ve topluluklara da bir yol göstericilik vazifesi ifa etmiş bulunuyor.
Raporda, Gülen’in sapkınlığını ispat eden onlarca delile yer verilmiş. Ben sadece önemli gördüğüm üçünü aktarmakla yetineceğim.
Mesih’in Merkebi:
“Bu vaazında dikkat çeken bir diğer husus da Gülen’in kendisini, “mesihin merkebi” olarak tavsif etmesidir. (Hutbeler 1 06.10.1978 / Namaz 8, dk. 16 vd.) Bu ifadesiyle o, aslında orada hazır bulunan cemaatin dışında başka mahfillere seslenmektedir. Kitab-ı Mukaddes’te geçen bir tabir olarak “Mesih’in merkebi” (Kitab-ı Mukaddes, Zekeriya 9/9.) , Yahudi dinî literatüründe önemli bir semboldür. Bu sembol, kendilerini ahir zamanda gören radikal Yahudilerin, Mesih’in geleceğini beklediklerini ve bu gelişe dışarıdan hizmet edenlerin Mesih’in merkebi hükmünde olduklarını ifade etmektedir. Konuşmasında bu sembolü özellikle kullanan Gülen, görünen o ki hizmetine soyunduğu odaklara, kendisinin ve örgütünün ne derece “kullanışlı” olduğu mesajını vermek istemektedir.”