Daha önceki iki yazıda eğitimle kazandırılması gereken üç insani değer üzerinde durmuştuk. Bunlar acz, fakr ve şefkat değerleriydi. Bugünkü yazımızda dördüncü bir değer olarak tefekkür üzerinde duracağız.
Dördüncüsü: Tefekkür. Tefekkür, düşünce, demektir. Düşünce, insanı diğer canlılardan ayıran en büyük özelliklerden biridir. Düşünenlerle, düşünmeyenler arasındaki fark da bu kategoride değerlendirilebilecek ölçekte bir ayırım kabul edilebilir.
Bu çok kıymetli, bu çok değerli özelliği nasıl kullandığımız, niçin kullandığımız da en az düşüncenin kendisi kadar önem arz eder. Bu açıdan da mutlaka hem metodoloji hem de içerik olarak düşüncenin kendisi de ciddi bir eğitime tabi tutulmak durumundadır. Düşünmemek nasıl bir insani kayıpsa, doğruyu doğru olarak düşünememek de aynı şekilde büyük bir insani kayıptır.
Bu noktada düşüncenin iki ana merkezi olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Bunlardan birisi akıl, diğeri ise kalptir.
Akıl ile yapılan düşünceler bizi dış alemde dolaştırır ki, buna objektif veriler dememiz mümkündür. Kalp ile yapılan düşünce ise insanın iç aleminde gerçekleşir. Burada elde...