Gündelik problemlerle yaka paça olmaktan orta ve uzun vadeli stratejiler üretmeye fırsat bulamıyoruz. Sanırım düşmanlarımızın ve rakiplerimizin istediği de biraz bu.
Hâlbuki hem millet hem de ümmet olarak içtimai bünyemize kan kaybettiren nice maddi-manevi belaların, musibetlerin müptelasıyız. Uzun vadeli çalışmalara muhtacız; ne ki sürekli kısa nefesli olaylarla meşgul ediliyoruz.
Dini hayatımızın önemli bir bölümünün kuşatma altında olduğunun bilmem ki kaçımız ıstırabını duymak şartıyla farkındayız?
İslam’ın bütün değer hükümlerinin ancak sağlam bir imanın üzerine tesis edilebileceğini nice tarihi tecrübeyle yaşamış olmamıza rağmen; hâlâ bu konularda ülfet ve ünsiyetten öteye geçmeyen kültür birikimleriyle iktifaya çalışmak nasıl bir gafletin, nasıl bir aymazlığının ifadesidir?
Önce imanı tahkiki gerekir kabulüyle özetlenen asırlık çalışmalara burun kıvırıp dudak bükenler acaba asırlık kündeye gelişimizden bu yana bir arpa boyu yol alamadıklarının farkındalar mı?