Latif Erdoğan Yeni Akit Gazetesi

Erdoğan’ı savunmak

Ehli olanların bildiği gibi, seyr u sülukun başında tek şeytanın tek oyununa yenik düşecek kadar zayıf olan salik, yaşadığı temrinlerle ama yavaş yavaş öyle hale gelir ki, yüz şeytanın yüz...

02 Aralık 2017 | 476 okunma

Ehli olanların bildiği gibi, seyr u sülukun başında tek şeytanın tek oyununa yenik düşecek kadar zayıf olan salik, yaşadığı temrinlerle ama yavaş yavaş öyle hale gelir ki, yüz şeytanın yüz ayrı hile ve oyununa mağlup olmaz; her defasında oyunlarıyla beraber şeytanları yenik düşürür; Cenab-ı Hakk’ın insanı halife kılışındaki hikmetin isabetini ve doğruluğunu fiili olarak ispat eder.

Batıni meslekte bu böyle olduğu gibi, ikmal, tekamül ve mükemmellik bakımından zahiri mesleklerde de durum farklı değildir. “Hamdım, piştim, yandım” hayatın zahir-batın bütün ünitelerinde geçerli bir kuraldır; tekâmülde sona ermek hep belli temrinlere, çalışmalara, gayretlere bağlıdır. “İnsan için ancak çalıştığı vardır; ve o çalıştığının karşılığını mutlaka görmek durumundadır” mealindeki yüce beyan, aslında bütün insanlar için ve hayatın bütününde geçerli ilahi prensibi deşifre etmektedir. Ne ki fırsat eşitliği olsa da netice eşitliği söz konusu değildir; kimisi çalışır çabalar sonunda her şeyin en güzelini (hüsna) elde eder, kimisi çalışır, çabalar fakat sonunda alev alev ateşe yaslanır.

Siyasi hayatı çalışma alanı kabul edenler için de durum aynen böyledir. Konuyu Recep Tayyip Erdoğan özelinde açacak olursak, “hamdım, piştim, yandım” tekâmülünün çok çarpıcı bir örneğini görürüz. O tekamül ettikçe, ona saldıran, ona hücum eden şeytanların sayısı da kat kat artmakta, şeytani oyunlar farklı boyutlarda katlanarak çeşitlenmektedir. Elhamdülillah o da her defasında bu taarruz ve hücumları, Cenab-ı Hakk’ın inayeti ve iman kardeşlerinin dualarıyla bertaraf ile siyasi şeytanlarını yenik düşürerek, bu milletin başına geçiş ve seçilişinin liyakatini ispat etmekte; muhaliflerinin ve düşmanların amansız ve imansız hile ve oyunlarını bozarak işlevsiz hale getirmeyi başarmaktadır.

O istikametini koruduğu sürece bu ilahi yardımın ve iman kardeşlerinin ona yaptıkları hayır duaların kesilmeyeceğine ve onun için hep bir sonrasının bir öncesinden daha hayırlı olacağına kanaatimiz tamdır. Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah onları değiştirmez ve verdiği önceki nimetlerini onların ellerinden almaz hükmüne her sorumlu insan gibi Recep Tayyip Erdoğan da, onunla yol arkadaşlığı yapanlar da elbette dahildir. Zaten bu hükmün istisnası da yoktur. 

Muhalifleri ve düşmanları, onu düz siyaset alanında mağlup edemeyeceklerini anladıkları içindir ki, kendi düştükleri labirent ve bataklığa onu da çekmek istemekte, onu böylesi kaypak, böylesi kokuşmuş bir zeminde mağlup etmek istemektedirler. Baştan beri düşmanlarının onu yolsuzlukla ve diktatörlükle yaftalamak istemelerinin gerçek sebebi de budur. Fakat, geçmişte tutmadığı gibi bu bayat iftiralar bundan sonra da tutmayacak ve her defasında hüsrana uğrayanlar müfterilerin ta kendileri olacaktır.

Onun için hep derim: İftiraya uğrayanları değil iftira atanları kurtarın. Çünkü onlar kendi zaaflarının çamurunda çırpınan zavallılardır. Bu çamurun kimin üzerine sıçradığının ne önemi var; ora da sen olsaydın, sen çamurlanırdın..

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Üç üstad-ı külli 16 Kasım 2024 | 227 Okunma Dava ruhu 09 Kasım 2024 | 150 Okunma Bir mektup buldum… 02 Kasım 2024 | 832 Okunma Resmen de öldü ateşi bol olsun 26 Ekim 2024 | 1.763 Okunma Dost istersen Allah yeter 19 Ekim 2024 | 170 Okunma