Allah’tan duyum erken oldu, çabuk deşifre edildi de büyük bir skandalın, ona bağlı büyük bir fitnenin önüne geçildi. Hapishanedeki bazı FETÖ elemanları, kendi elebaşlarının talimatıyla zehirlenmek suretiyle öldürülecek, bu suç devlete ve hükümete atılarak hem bir iç çatışmanın fitili tutuşturulmuş hem de uluslararası örgütler Türkiye aleyhinde harekete geçirilmiş olacaktı. Yerel seçimlere çok az kala yapılmak istenen bu menfur oyun da pek çok melun oyunları gibi ellerinde patladı; zaten tedbirli olan devlet güçleri böyle bir katliama meydan vermemek için tedbirlerini daha da artırdı.
FETÖ’yü askeriyeden süpürme harekatı da çok önemli ve olumlu sonuçlar vermeye başladı. Dört binden fazla kripto muvazzaf tespit edildi ve haklarında hukuki sürece start verildi. Diğer tutuklama ve yargılamaları da göz önünde bulundurursak, Devletimizin FETÖ mücadelesinde ağır ama emin ve isabetli adımlarla epey mesafe kat ettiğini gayet rahat söyleyebiliriz. Emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz. Şunda hiç kuşkunuz olmasın ki, eğer bugün devletin elinde olan gücü, 15 Temmuz sonrası FETÖ kullanıyor olsaydı, binlerce masum çoktan idam edilmiş ya da başka yöntemlerle öldürülmüş olurdu. Ama devlet geleneği hakkaniyet üzerine kurulduğu için hukukun dışına çıkılmıyor; bu da mücadeledeki hızı yavaşlatıyor. Olsun, bizim bütün isteğimiz de hukukun dışına çıkılmamasıdır.
Amerika, nihayet müttefiki bir ülkeyle, o ülkenin canına kast eden teröristleri uzun süreli aynı kefeye koyup idare edemeyeceğini anlamış bulunuyor. Gülen’in doğrudan Türkiye’ye iadesine değil ama başka bir ülkeye çıkarılmasına göz kırpıyor. Eğer bu gerçekleşirse, ihtimal Amerika ihaleyi İngiltere’ye verecektir. İngiltere Gülen’i bir müddet Kanada veya Avustralya gibi eyaletlerinden birinde oyalayacak, eğer bu arada hayatta kalırsa sonunda Gülen’i Türkiye’ye teslim edecektir. Amerika’nın Gülen’i sınırdışı etmesi bile, dünya ölçekli bu örgüte çok şey kaybettirir.
Devlet Bahçeli’nin önceki çıkışlarına ümit bağlayıp Cumhur İttifakının çökeceğini umanlar, sanırım iyice morarmışlardır. Yerel seçimlerde de olması gereken ölçüde ittifak devam ediyor. Bilhassa büyük şehirlerde Cumhur İttifakının devamı, muhalefeti iyice panikletmiş bulunuyor. Ankara, İstanbul tamam görünüyor. Ben İzmirliyim. Onun için haydi İzmir diyorum. Bu işin olabilirliği açısından size Osman Kibar’lı, Burhan Özfatura’lı yılları örnek gösteriyorum.
Ak Parti, belediye başkan adaylarını bugün açıklayacak. Her seçim öncesi adet edindiğimiz üzere bugün de uyarımızı yapmış olalım. İnsanız. Mutlaka hepimizin kendine göre zaafları, önüne geçemediği arzuları, istekleri, hevesleri vardır. Ne ki bütün bu zayıf yanlarımızı terbiye edip fazilete dönüştürmemiz de her zaman mümkün ve vakidir. Riyaset, sevk ve idare etmek de böylesi bir istek, böylesi bir duygudur. Bu duyguyu Hakka ve halka hizmete dönüştürebilirsek gayet önemli bir erdeme de ulaşmış bulunuruz.