Siyaset tarihinde binlerce somut örneği var olan gerçek: En iyi birinci adam, en kötü ikinci adamdır. En iyi ikinci adam da en kötü birinci adamdır.
İkinci adamlar, kendi tabii konumlarında gösterdikleri başarıyı, birinci adam konumunda da gösterebileceklerini vehmetmeye başladıklarında ya da çevrelerindeki dalkavuklar onları buna inandırmakta başarılı olduklarında felaket sinyalleri çalmaya başlamış demektir.
Ne ki bu vehim ve dalkavuklar telkini o kişileri çoktan uyutmuş, kendilerinden geçer hale getirmiştir. Dolayısıyla sinyaller sirene dönse de onların bu hayallerinden uyanmaları ve gerçekle yüzleşmeleri mümkün değildir. Üçüncü, dördüncü, beşinci adamların bu tür beklentileri ise, akla ziyan hırs ve ihtirastan ibarettir. Sahibine ve tabilerine sadece hüsran yaşatır.
Aslında, Kemal’de, Meral’de, Temel’de, Ahmet’de, Ali’de görünen başarısızlığın altında yatan doğal sebep de bu yanılgı, bu aldanıştır. Hepsi de kendi alanlarındaki birinci adamların gölgelerinde elde ettikleri kısmi başarıyı, kendi başlarına da...