İnsanın kendini başkalarından büyük görmesi( kibir), ciddi bir ahlaki çöküntüdür. Çünkü hiç kimsenin bir başkasından üstün olması, fıtrat kuralları uyarınca mümkün değildir. Bütün insanlar Adem’den, Adem ise topraktandır. Renk, dil, soy, şekil gibi durumlar ise, Cenab-ı Hakk’ın takdiri ile gerçekleşen hallerdir; yani insanın bu gibi konularda artı ya da eksi hiçbir müdahalesi söz konusu değildir. Ayrıca, her insana verilen ödünç verilmiştir. İnsan, mevcut varlığının gerçek sahibi değildir. Ödünç almak ise sadece sorumluluğu yönüyle önemlidir; ona başka türlü önem atfetmek ancak bir aldanmış olma göstergesidir.
İnsan, kendisine verilmiş her nimet karşısında, bir gün o nimetlerden hesaba çekileceğini düşünerek, sorumluluk bilinciyle hareket etmek zorundadır. Gençlik, güzellik, sıhhat, afiyet, ömür, akıl, zekâ, hafıza, ilim, makam, mevki, zenginlik hep böylesi nimetlerdir. Şükrü eda edilmişse ne ala, yoksa cümlesi başa beladır.