Ben dayıma benzerim, der dururdu. Dayısına o kadar özenirdi ki, bir ara kod ad olarak kendisine dayıyı seçti.
Dayısının babası Ahmet, sözde bir rüya görmüş ve bu rüya üzerine kendisine müracaat ettiği sözde bir şeyh, ona sözde bir müjdede bulunmuştu. Ahmet’in neslinden önemli bir zat çıkacak ve dünyayı nura boğacaktı…
İşte kurgu bu yalan rüya ve bu yalan müjdeyle başladı. Ahmet, evlendi ve bir oğlu oldu. Mademki müjde hazırdı, öyleyse bu müjdeye ilk namzet oğlu olmalıydı. Onu okuttu, hafız etti. Sesi de güzeldi, güzel...