Geçenlerde yeni tanıştığım bir işadamıyla ayaküstü sohbet ediyorduk. Söz dolaştı geldi siyasete dayandı. “Ben, dedi MHP kökenli bir insanım. Bu konuda pek çok arkadaşıma da öncülük ettim. Düne kadar Tayyip Beyi günahım kadar sevmezdim. Ama şimdi bütün varlığımla emrindeyim.”
İşte ittifak semerelerini böyle vermeye başladı. Belki şu anda binlerce insan aynı mealde şeyler söylüyordur. Toplum, kini, nefreti, düşmanlığı, iç çekişmeleri bir tarafa bırakıp gerçek düşmanlar karşısında birleşmenin şuuruna eriyor.
Cumhur ittifakı olarak siyasi literatürümüze geçen bu oluşumu, sadece siyasi bir birliktelik, sadece sonuçta meclise yansıması muhtemel aritmetik bir tasarım olarak değerlendirmemek gerekir. Bu ittifak, bu ve benzeri sonuçları çok çok aşan bir anlayışı, bir idraki temsil ediyor.
İşte, 15 Temmuz hain darbe girişimini en kısa zamanda bertaraf eden ve olması mümkün bütün yıkım ve kıyımları en asgari seviyeye indiren bu anlayış ve idrakin bir yansımasıdır.
İşte, devleti inkıraza uğratmak isteyen dış ve iç saldırılara karşı, devletin bekasını temin ve tesis eden ve de onu eski ihtişamına döndürmeye muktedir görünen pek çok siyasi, ekonomik, kültürel atılım, açılım ve hamleler bu anlayış ve idrakin bir yansımasıdır.