Doğru okumasını bilene, kainat bir kitaptır. Kainat kitabını en doğru okumanın yolu ise, Kur’an’ın kainat kitabını nasıl okuduğunu öğrenmek ve kainat okumalarını bu öğretilere göre yapmaktır.
Bediüzzaman Hazretlerinin “Manayı harfi” olarak önerdiği bakış açısını kazanmak, bu yolda en salim yoldur. Bilindiği gibi Arapçada kelime üçtür: İsim, fiil ve bir de harf. İsim, zaman kaydı olmaksızın kendi başına müstakil bir manası olan kelimedir. Fiil, üç zamandan biriyle irtibatlı ve müstakil bir manası olan kelimedir. Harf ise, zamanla irtibatı ve müstakil bir manası olamayan kelimedir. Harf, müstakil manası olmamakla beraber başkasının anlaşılmasına yardımcı olur.
Eşyaya bakışımız “manayı harfiyle” olduğunda, eşya bize kendi kendine bir anlamı olmadığını belki onu yaratan Rabbini anlamaya vesilelik ettiğini söyler. O zaman da eşya ile ilgili bütün bilgiler irfana ve marifete dönüşür. İnsan bu irfan ile Rabbini tanır. Rabbini ne kadar tanırsa O’na olan muhabbeti de o derece artar.
Eşyanın kendi vücudu izafidir, varlığı...