Latif Erdoğan Yeni Akit Gazetesi

Öz eleştiri…

“Ve onlar, bir kötülük işledikleri veya kendilerine yazık ettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını isterler. Allah’tan başka günahları...

20 Nisan 2019 | 875 okunma

“Ve onlar, bir kötülük işledikleri veya kendilerine yazık ettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını isterler. Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar bile bile, işledikleri hatalarda ısrar etmezler.” (Ali İmran, 135)

“Sorgulanmaya çekilmeden önce kendinizi sorgulayın” buyuruyor Efendiler Efendisi. Yani ahirette önünüze konulacak defterinizi daha o defter kapanmadan okuyun, henüz dünyada bulunuşunuzu fırsat bilin, hatalarınızı, günahlarınızı görün ve onların silinmesi için fırsatlar arayın. Tövbeyi kendinize azık edinin, istiğfar sizin için hava olsun, su olsun; bunlarla manevi hayatınızın devamına çalışın, her türlü kokuşmuşluktan korunmaya gayret gösterin. Nefsinizi temize çıkarmaya, kusuru, hatayı kendi üzerinize almanız gerekirken onlara başka sahipler aramaya kalkmayın. Hele bu konuda kaderi tenkit anlamına gelecek sözlü, fiili davranışlardan, itirazlardan, tenkitlerden uzak durun, böyle durumlara sukut etmekten Rabbinize sığının, O’na iltica edin…

İnsanın kendi kusurlarını görmesi bir basiret işaretidir. Kusurlarını terk etmesi, bir daha aynı kusurlara dönmektense ateşe atılmayı yeğler durumda olması ise yüce bir erdem, yüce bir fazilet göstergesidir. Kendini kusursuz sanmak en büyük kusurdur. Kusursuz olmaya gayret etmek ise bir insanlık vecibesi, bir kulluk şuurudur.

 Doğrudur, zıtların çocuğuyuz. Ne ki, iyi-kötü, güzel-çirkin, hayır-şer gibi zıtlar söz konusu olduğunda nefsimize mal etmemiz gerekenler hep olumsuz olanlardır. Olumlu olanlar bizim liyakatimizin değil, ilahi lütfun üzerimizde görünen eserleridir. “Sana isabet eden iyilik Allah’tan, kötülükler ise nefsindendir” (Nisa, 79) ayeti, böylesi bir anlayışı amirdir. 

Nitekim Kur’an’da bize örnek gösterilen peygamberler, söz konusu anlayışın somut delillerini sergilerler: Hz. Âdem ve Havva validemiz yasak meyveye dokunmalarının bedelini ödemek üzere dünyaya indirilince Rablerine karşı niyazları: “Rabbimiz, biz kendimize yazık ettik, eğer affetmez, bize merhamet buyurmazsan hiç kuşkusuz kaybedenlerden oluruz” (Araf, 23) şeklinde olmuştu. Hz. Musa, öldürme kastı olmadan vurduğu bir yumruk sonucu o kişi ölünce: “Rabbim, ben kendime hepten yazık ettim, beni bağışla” (Kasas, 16) diye yakarmıştı. Hz. Yunus, ilahi emri beklemeden sorumluk alanını terk etmiş bulunmasının vebalini itiraf ile: “Senden başka ilah yoktur, Seni bütün kusurlardan tenzih ederim, ama kesin olan şu ki ben kendine yazık edenlerden oldum” (Enbiya, 87) diyerek Rabbine sığınmıştı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Üç üstad-ı külli 16 Kasım 2024 | 227 Okunma Dava ruhu 09 Kasım 2024 | 150 Okunma Bir mektup buldum… 02 Kasım 2024 | 832 Okunma Resmen de öldü ateşi bol olsun 26 Ekim 2024 | 1.763 Okunma Dost istersen Allah yeter 19 Ekim 2024 | 170 Okunma