Şeytan, “Şatana” veya “Şâta” filinden türemiş olup, birinciye göre “Uzak olan”, ikinciye göre ise, “Bâtıl olan” manalarına gelir. Salah ve hayırdan uzaklığına ve daima haktan yüz çevirmesiyle batıl oluşuna nispet edilerek, şeytana, “Şeytan” denmiştir.
Şahsına ait yönüyle, hiçbir zati değer ve kıymeti olmayan bu menhus, bu melun varlık, netice ve Yaratıcısına bakan cihetiyle, binlerce hikmete mebni olarak yaratılmıştır. Bu hikmetlerden biri, belki en birincisi de cinlerin ve insanların yükseliş ve alçalışında oynadığı roldür. İstidat ve kabiliyetler, ona karşı yapılan mücadele ve kavgadaki başarılar ölçüsünde inkişaf edip gelişerek cennete ehil hale gelirken, mağlubiyetler de yoz ve bodur halde kalmış bir külçenin cehenneme yuvarlanmasını netice verirler…
Değer ve kıymetin keyfiyete bağlı olması; kemiyetin kıymet ve değer ölçüsünde tercih ettirici bir fonksiyon ve tesiri bulunmaması sebebiyle, umuma ve keyfiyetteki bu değer ve kıymete nazaran Cenâb-ı Hak, şeytan gibi bir varlığı yaratmıştır; ve bu hiç bir zaman, O’nun rahmet ve şefkatine zıt ve muhalif...