Dünya küçüldükçe problemleri büyüyor. Bir devlet, diğer bütün devletleri idare etmeye kalkınca kendisini de idare edemez hale geliyor. ABD’nin hal ü pürmelali bundan ibarettir. Halbuki biraz kendi içine çekilse, birazcık kendi işleriyle meşgul olsa hem Amerika hem dünya biraz rahat edecek. Ne ki, Amerikan başkanının Amerika dışındaki diğer ülkeleri idareye talip olması sürdükçe dünyanın rahat yüzü görmesi oldukça zor görünüyor.
Dünyanın tek kutuplu olması insan fıtratına da içtimai hayat realitelerine de aykırıdır, doğru değildir. Böylesi bir yanlışta kim ısrar ederse etsin sonu hüsran olmaya mahkumdur. Fıtrat, fıtri olmayan her şeyi ret eder; fıtratın ret ettiği şeyin hayatta kalması imkansızlaşır.
Bu aynen bir insanın havasız, susuz, ekmeksiz yaşamayı sürdürebileceğini iddia etmesi gibi imkansız bir istektir. İnsanların, kabile kabile, boy boy, aşiret aşiret, millet millet, ırk ırk yaratılması ilahi takdirin vaz ettiği bir fıtrat kanunudur ve bu kanunu değiştirme hiçbir beşeri olgunun, hiçbir beşeri sistemin iktidarı dahilinde değildir.
Hem de faydasızdır, hem de zararlıdır. Tearifü, tanışıklığı ortadan kaldırır da ondan. Tearüf kültürü ortadan kalkınca da insanların üzerine sökün edip yerleşecek kültür tenakür, yani birbirini tanımama, birbirini ret etme, bir birini bilmezden ve görmezden gelme olacaktır.
Nitekim böylesi bir sonuç, apartman veya gökdelenlere yerleşilmeye başlanınca mikro planda yaşanmış, fiziki birliktelik beklenenin aksine komşuluk hak ve hukukunu bitme noktasına getirmiştir. Dünyayı tek kutuplu hale getirdiğinizde de olacak olan makro planda aynı neticedir. Aynı siyasi çatı altında fakat birbirinden sonsuz mesafe uzakta insanlar yığını..
Tearüfün bir başka anlamı da birbiriyle yarışmaktır. Farklılık, dünyayı imar adına nasıl bir motivasyon misyonu eda ediyorsa, farklılığın kaldırılmasının da aksi neticeyi hasıl etmede aynı misyonu eda edeceğinde kuşku yoktur.