İhaleleri, imkânları, kaynakları bol olan bir üniversite rektörünün kellesini alıp kendi adamlarından birini rektör yapacaklardı. Bu operasyonun başında bizzat Cevdet yer almıştı. Oluşturduğu ekip, konu üzerinde aylarca çalışmıştı. Rektörün evine, makamına, aracına kısaca temasta olduğu her yere kameralar yerleştirdiler, ses kayıt cihazları koydular. Adamın işe yarar bir açığını kollarken aradıkları fırsat kendiliğinden ayaklarına geldi.
Rektör, babadan miras villasını satışa çıkarmıştı. Bu, bir cesede yumulmak üzere bekleyen akbabalar için büyük fırsat demekti. Sattığı villasının parasını evinde bir paket içinde teslim aldığı akşamın gece yarısında evine baskın yapıldı.
Ertesi gün, yolsuzluk yaparken suçüstü yakalanan rektörün haberi, kendilerine hizmet eden gazetelerde çarşaf çarşaf haber oldu.
Önlerine takoz koyan bir kurumun müdürünü devre dışı bırakacak bir tezgâh üzerinde kafa yorarken, adamlarından biri parlak bir yol buldu. Müdürün imzasını ıslak olarak harfiyen taklit eden bir makine geliştirmeye karar verdiler. Yaptırdıkları makineyle müdürün imzasını atarak bir ihaleye fesat karıştırdılar. Hiçbir şeyden habersiz müdür, makamını kaybettiği gibi hapishaneyi de boyladı.
Bir işadamına karşı yürütülen operasyonun merkezinde yine Cevdet vardı. Önce işadamının devletten yüklü ihale almasını sağladılar. Fakat adam bunların beklediği rayici kendilerine vermeyince başına maliyecileri musallat ettiler. Maliyeciler, servetinin yarısına mal olacak bir cezayla yetinmediler, aynı zamanda adama kodesin yolunu da gösterdiler. Adam istediklerini kuzu kuzu vererek yakasını kurtardı.