Kurgu meşhurdur bilirsiniz.
Cebinizde beş kuruş yoktur. Lüks bir galeriye gider son model bir araba alırsınız. Altın renkli kalemle bir çek yazarsınız. Çek karşılıksız çıkar, patron peşinize düşer. Para olmadığı için bir temiz dayak yersiniz. Arabayı da elinizden alırlar.
Kemal Kılıçdaroğlu da tek başına Erdoğan’ı yenmeye gözü kesmeyince, önce altılı, ardından sekizli ve Özdağ ile dokuzlu olan Masa'ya oturdu. Biraz ülkücülük, biraz İslamcılık, biraz demokratlık, biraz Kürtçülük siparişi verdi. Hal böyle olunca ve hesap kabarınca, Kemal Bey, Masa'daki herkese 14 Mayıs vadeli birer çek yazdı. Her çek de vadesinde ödenmek üzere birer cumhurbaşkanlığı, bir ya da birkaç bakanlık, yerel yönetimlerde özerklik, FETÖ’ye af, Demirtaş’a özgürlük, Suriye ve Libya’dan çekilmek vesaire vardı.
Kılıçdaroğlu, Masa'ya oturanlara yazdığı çekleri vadesinde yani 14 Mayıs’ta ödeyemedi.
Başka bir anlamda Kılıçdaroğlu’nun yazdığı çekler karşılıksız çıktı.
Kılıçdaroğlu çeklerden kiminin üzerine yüzde 55, kimine 58, kimine 60 yazmıştı. Hatta hızını alamamış bir tanesine 70’i bile kondurmuştu. (Bir röportajda, “Yüzde 70 bile alırım neden olmasın” demişti.)